21 Haziran 2011 Salı

the end

17 Mayıs tarihinde doktor kontrolüm vardı, artık YRG - Yüksek Riskli Gebelik bölümünün hastasıydım.
37. haftaya girmiştik...
Doktor kontrolünde tansiyonum 16-10 çıktı... bu tansiyonla hemen yatırmamız gerek dediler.. halbuki ben kaçacak bir hafta sonra Başkent hastanesine gidecektim.. üçüncü kez o bölüme yatmak istemiyordum... gittikçe korkum artıyordu... hep çok kötü diyip yatırıyorlar, sabah yapacak birşey yok diyerek gönderiyorlardı... psikolojim bozuluyordu, nasıl yapacak birşey yoktu kiii..
yatmayı kabul etmediğimi söyleyince imza ve parmak baskısı aldılar :)
ama yine de öğleden sonra gelmemi istedi doktor... ben bu arada tansiyonumun düşmesi için sevdiğim şeyleri yedim, ağaçların altında serinlikte oturdum, bol su içtim....
Bir de NST'ye gittim... hatta arada diyetle ilgili eğitime bile katıldım...
öğleden sonra sakin bir şekilde YRG polikliniğine tekrar gittim... tansiyonum düşmüş olmalıydı... fakat olmadı , düşmemişti... bununla birlikte NST grafiğim de güzel çıkmamıştı.. Bu sefer bırakmadılar , zaten bu kadar ciddi bir durumda kaçılacak yer yoktu. Peşime taktıkları bir görevliyle yine YRG servisine çıkarıldım, eve bile gidemeden...
Yine o geceliği terliği giydim ve travay denen yere yatırıldım... 2 saat sonra da servise çıkarıldım.. Tansiyon ilacı verilmesine rağmen düşme olmamıştı... sabaha kadar doktoru beni taburcu etmesine nasıl ika ederim diye düşünüyordum... sonuçta işte ilaç başlamıştım, eve de gidebilmeliydim..
Diğer hastaları izlemekle bir gün-gece geçirdim... Aklımda sabah yine çıkacağım vardı.. Sabah NST'ye gittim, ultrasona girdim ve viziteyi bekledim... Vizite de OCT başlayın dedi hoca... Nasıl yani? OCT= suni sancı...
şok oldum, neler oluyordu? meğer artık iyice kritik bir duruma gelmiştim... Hemen üzerimi çıkarıp hastane geceliği giydirildi... bense panik içinde ağlıyor, telefonla konuşuyordum... Hayır daha doğmayacaktı, çok küçüktü... ölçümlerde 5 hafta küçük çıkıyordu...
suni sancı denen sıvı seruma bağlandı, tansiyon aletine ve nst 'ye de bağlı travayda yatıyordum... Tansiyon uçuyordu... Sancım yoktu fakat karnımda sertleşmeler oluyordu, bu her sertleşmede NST aletinden duyduğum bebk kalp atışları azalıyordu... bir terslik vardı, gelen geçen doktorlar grafiğe ve bana bakıp bir şeyler için dikkat kesiliyorlardı.. sonunda bebek sancıyı kaldıramaz acil sezaryen dedi başımdaki asistan... ve ben ağlayarak doğumhane için koşarak hazırlandım..
Herşey o kadar hızlı gelişiyordu ki sanki ben taş kesilmiş herşeyi sadece izliyordum..
Doğumhanede anestezi elemanları hemşireler karşıladı... hepsi çok şekerdi... beni sakinleştirmeye çalışıyorlardı.. spinal anestezi yapılacaktı... tansiyonum 19 olmuştu, iyi misiniz soruları havalarda uçuşuyordu.. herkes pür dikkat kesilmişti... spinal anestezi için iğne birkaç kez denenmesine rağmen bir türlü uygun şekilde girememişti... sanırım ben çok gergindim... anestezist tam vazgeçip beni tamamen uyutmaya karar vermişti ki hemşire olduğunu düşündüğüm tatlı bayan son kez deneyelim diyerek pozisyonumu yeniden ayarladı ve bu sefer oldu...
sonrası ççok kısa sürdü, bebek 11:52'de dünyaya 2100 gr 45 cm olarak geldi.. sonra benim dikişlerim atılırken o da temizlendi ve ayılma odasına alındık.. bebeğim yaşıyordu ve yanımda odaya çıkacaktı...küvözden 2oo gr ile kurtulduğu söylendi..
özel oda hemen ayarlanamayınca önce kalabalık odaya alındım.. İyi bir hasta bakıcı bey yardım etti bu arada.. stajer hemşireler bebeğimi giydirdi... benim belden aşağısı tutmuyordu ama mutluydum... Sonra özel oda, banu ablam ve nihayet gelen annem...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder